27 Ekim 2014 Pazartesi

Singapur

Asya'nın ABC'si: Singapur

Yazan: Chang Ding

"Geldim, buradayım. Her bir adım benim varış noktam."
Thich Nhat Hanh 

Uzun yolculuğumuzda ilk durak Singapur. Asya yolculukları için çok iyi bir başlangıç noktası: modern, güvenli, dil, yemek, ulaşım sorunu çekmeyeceğiniz, Batılı tüketim alışkanlıklarına yabancı olmayan bir şehir-devlet. Sakız çiğnemenin, sokakta sigara içmenin yasak olduğu, katı kurallarıyla ünlü bir yer; ancak aynı zamanda, Asya'nın hemen tüm renklerini barındıran, tropikal yağmur ormanlarının ortasında kurulmuş bir açık hava müzesi adeta. Ama bunların hiç biri yardımsever ve güler yüzlü Singapur halkı olmasa benim için pek bir şey ifade etmezdi sanırım. 


Şehre iner inmez ilk küçük kazamızı yaşıyoruz. Yol arkadaşım sırt çantasını metro merdivenlerinden indirirken parmaklarının derisi sıyrılıyor, azıcık kanıyor eli. Biz yolun kenarında dikilirken yoldan geçen genç bir kız duruyor, çantasından çıkardığı mendille arkadaşımın parmağını sarıyor. Tekrar çantasını karıştırıyor, "Kusura bakmayın, yanımda yara bandı yok. Sizin için başka ne yapabilirim?" diyor. Ayağımızın tozuyla karşılaştığımız bu karşılık beklemeyen iyilik karşısında hafiften afallıyoruz, kuru bir teşekkür edebiliyoruz sadece. Kız gülümseyip yoluna devam ediyor.

Singapur'da kaldığımız sürece aynı yardımseverlikle defalarca karşılaşınca, memleketten buralara kadar taşıdığımız endişeleri, telaşı bir kenara bırakıp şehrin keyfini çıkarmaya başlıyorum. Artık tüm dikkatim şimdi ve burada, yoldayım. Markette rafları uzun uzun inceliyorum, tropikal meyve suları (lychee, guava, passion fruit), kamfur esaslı sabunlar. Uzun otobüs yolculuğunda yanımda oturan Hintli teyze ile sohbet ediyorum. Yerel insanların gittiği yerlerde alışveriş yapıyor, onların yemek yediği yerlerde yiyor, onlarla birlikte toplu taşıma araçlarını kullanıyorum. Yıldızlı otellere, turistik AVM'lere, tur otobüslerine hiç yolumuz düşmüyor. Farklı bir yaşantıyı deneyimliyorum. Deneyimlemek en öncelikli hedef, ve öğrenmek. Kokuları, tatları, yeni yüzleri ile farklı bir Asya beliriyor önümde. 

Malay, Çin, Hint kültürlerinin güzel bir harmanı: 

Tarihte Malay Sultanlıklarının egemenliği altında ıssız bir ada olarak yerini alan Singapur'un kaderi 1819'da gelen İngilizlerin burada bir ticaret kolonisi kurmasıyla değişmiş. İngilizler serbest liman ilan edince hızla gelişmeye başlayan ada, Hindistan ve Çin'den yoğun göç almış. İngilizler 1963'te bölgeden çekilince, Singapur da diğer Malay Sultanlıkları ile birlikte yeni kurulan Malezya Federasyonu'na katılmış. Ancak Singapur'un ekonomik ve politik gücünün Kuala Lumpur'u aşacağı endişesiyle 1964'te birlikten çıkarılınca, bağımsız bir şehir-devlet olarak tarih sahnesinde meydana çıkmış. 

Britanya usulü parlamenter bir demokrasi olan Singapur, komşusu Malezya'dan farklı olarak tüm etnik gruplara eşit siyasi haklar tanıyor. Nüfusun %74'ü Çinlilerden, %13.4'ü Malaylardan, ve %9'u Hintliler'den oluşuyor. Resmi dil Malayca olmasına rağmen halkın çoğunluğu bu dili bilmiyor, İngilizce daha yaygın olarak kullanılıyor. 

Asya'nın iki büyük geleneği olan Hint ve Çin kültürlerinin 200 yıl önce İngiliz hakimiyeti sırasında Malay topraklarında, biraz da gönülsüzce başlayan birlikteliği meyvelerini vermeye başlamış en nihayet. Kimse birlikte çalışıp birlikte yaşamaktan rahatsız görünmüyor. Hintli, Çinli, Malay gençlerin okul dışında beraber spor yaptıklarını, bir arada yemek yediklerini görmek mümkün. 

Sokak Yemeği Kültürü:

Her köşe başında Hint, Çin ve bu ikisinin karışımı gibi duran Malay mutfaklarını bir arada sunan ucuz 'seyyar satıcı merkezleri' bulunuyor. Bunlar aslında, üç beş kişinin birlikte kiraladığı dükkanlar, her biri dükkanın bir köşesinde yemeklerini satıyor. istediğiniz yemeği ısmarlayıp ortadaki masalardan birine ilişiyorsunuz. Yoksa sokaklarda seyyar satıcı görmek mümkün değil. 

Singapur'a has zengin bir vejetaryen mutfağı da bulunuyor; türlü türlü noodle'lar, toufulu sebzeli yemekler ucuz ve lezzetli. Malay yemeği lakhsa (hindistan cevizi sütü soslu, körili, sebzeli noodle), Hinlilerin roti prata'sı (çeşitli soslarla birlikte servis edilen bir tür sac ekmeği), ve Çinlilerin Hokkien mee'si (fried noodle) mutlaka denenmeli. Bu arada, kısa süre geçmeden sıcak ya da soğuk servis edilen sütlü te tarik (çekme çay) bağımlısı oluyoruz. Her mola verdiğimiz yerde ilk sorduğumuz te tarik.
Laksha ve Te Tarik 

Kültürler arası hoşgörü:

Asya insanının dinlere karşı hoşgörülü tutumunu oldum olası çok sevmişimdir. Geçen yıl Marmaray'ın açılış töreninde Diyanet İşleri Başkanı dua okurken Japon Başbakanı'nın ellerini açıp duaya katılması kimilerine şaşırtıcı gelmişti. Ancak binlerce tanrının anavatanı olan Uzakdoğu'da hiç de şaşırtıcı değil. Camilerin, kiliselerin Budist ve Hindu tapınaklarla yanyana durduğu Singapur, bu hoşgörü ortamını bir adım öteye taşımış gibi görünüyor. Burada Hintli ailelerin hafta sonları Budist, Taocu tapınakları ziyarete gittiğini görmek şaşırtmıyor. Çinli gençlerin bir Hindu tapınağının önünden geçerken iki saniye durup ellerini birleştirerek dualar mırıldanmaları da yadırganmıyor.

Ülkede en yaygın din Budizm, ağırlıklı olarak Çinli nüfustan gelen Budistlerin sayısı genel nüfusun %34'ünü aşmış. Singapur'un Budist dünyası çok renkli, farklı okullara rastlamak mümkün. Yine çoğunluğunu Çinlilerin oluşturduğu Hıristiyanlar %18, ve Malayların başını çektiği Müslümanların oranı ise %14 civarında. Bununla birlikte Taoculuk ve Hinduizm de  yaygın olarak uygulanan dinler arasında.

Chinatown:

Chinatown
Ağırlıklı olarak Çinlilerin yaşadığı Chinatown'da yürürken ilginç mimarisiyle Masjid Jamae Camii'ne raslıyoruz. 1826'da yapılmış olan camii, aynı zamanda Singapur'un en eski camisi. Girişin iki yanında yükselen dörtgen şeklindeki minareleriyle dikkati çekiyor.
Masjid Jamae
Masjid Jamae'den ayrılmak üzereyken kulağımıza yüz metre ötedeki Hindu tağınağı Sri Mariamman'dan yükselen tabla ve zurna ezgileri geliyor. Kapının önünde turistlerin, Singapurlu Çinli ve Malayların oluşturduğu meraklı bir kalabalık toplanmış. Hindular ise içeride müzik eşliğinde ayin düzenliyor.
Sri Mariamman
Sri Mariamman
Chinatown restore edilmiş sokaklarından, hediyelik eşya dükkanları ve restoranların arasından geçip Buda'nın Dişi Kutsal Emanet Tapınağı'na gidiyoruz. Dünya'da Buda'ya ait bir emanetin bulunduğu altı tapınaktan biri burası. Tapınakta Buda'ya ait bir adet dişin dışında çeşitli sanat eserleri, heykeller sergileniyor.

Buddha Tooth Relic Temple

Riverside:

Singapur Irmağı
Singapur ırmağının denize açıldığı bölge. Irmağın kıyısına sıralanmış restoranlar, müzeler, resmi binalar arasında yürüken şehrin tarihine de tanık olabiliyorsunuz. Irmağın kuzey yakası İngilizlerin ilk kolonilerini kurdukları yer; güney yakasında ise son dönemde yapılmış modern binalar, gökdelenler bulunuyor. Buradaki iskelelerden kalkan teknelerle ırmağı dolaşmak mümkün. Şehrin simgesi olan aslan-balık şeklindeki Merlion da ırmağın denizle birleştiği burunda bulunuyor.

Marina Bay:

Gardens by the Bay
Singapur nehri havzasında ıslah edilmiş topraklar üzerine kurulmuş olan Marina Bay Singapur'un en yeni semti. Sands SkyPark, Esplanade Tiyatro binası, 150 metrelik dev dönme dolap Singapore Flyer son derece lüks, çılgın mimarileriyle görülmeye değer. Ancak bölgenin denize bakan tarafında bulunan Gardens by the Bay mutlaka görülmeli; tropikal iklime has binlerce tür çiçek ve bitkinin bulunduğu bahçeler, çiçeklerden oluşmuş kulelere benzeyen Süper Ağaçlar, dünyanın değişik iklimlerinden bitkilerin bulunduğu dev seralar Flower Dome ve Cloud Forest ile eşsiz bir park burası.

Geylang semti:

Tibet Budizm'ine bağlı bir organizasyon
Tayvan Dharma Drum Mountain'in Singapur Şubesi
Ucuz otelleri, restoranları ve eğlence mekanlarıyla ünlü semt, aynı zamanda şehrin genelevler bölgesi. Gündüzleri ise semt bambaşka bir renge bürünüyor. Geylang Caddesine açılan sokaklarda dolaşırken Tibet, Çin, Japon, Thai geleneğine ait Budist okulların burada yan yana tapınaklar, meditasyon merkezleri açtığını görüyoruz.

Phor Kak See manastırı:

Phor Kak See manastırı Guanyin Heykeli
Phor Kak See Manastırı
Kong Meng San tepesinde bulunan Phor Kak See Manastırı Singapur'da bulunan en büyük Budist tapınak. Dışarıda dev bir Guanyin haykeli bulunuyor. Hong Choon binasının son katında ise 13,8 metrelik bronz bir Buda heykeli var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder