14 Ekim 2014 Salı

Budistler Putperest mi?

Budistler Putperest mi?

Sheng Yen Usta’nın İngilizce’ye “Orthodox Chinese Buddhism” adıyla çevrilen kitabından alıntılar…
Çev.: Changding

Budistler Putlara Tapar mı?

Budistlerin Buda ve bodhisattva tasvirlerine büyük saygı gösterdiği doğrudur. Ancak kutsal tasvirlerin önünde yapılan bu saygı ifadeleri ve yerlere eğilmeler kimi Hıristiyanların sandığı gibi ne saflık, ne de günahkarlıktır.
Hiç bir ortodoks Budist bir resim, heykel ya da kabartmayı bir Buda veya bodhisattvayla birbirine karıştırmaz. Bu nedenle, Buda’ya saygı gösterilmesi, ilkel inançların fetişizminden ayrı tutulmalıdır.

Ortodoks Budistler, inanç güçlerini Buda ve bodhisattvaların şefkatli yeminlerine yönlendirmenin, bu yeminlere bağlanmanın bir aracı olarak, kutsal tasvirlere saygı gösterirler. Bu atış alanındaki bir nişancının yaptıklarına benzer, öncelikle silahın iki ucu hizalar ve hedef tahtasının ortasına nişan alır. Hedef tahtanın ortası olsa da, isabet ettirebilmek için nişancının tüm gorüntüye ihtiyacı vardır. Elbette birinci sınıf bir keskin nişancının işlemi bu sırayla tekrarlamasına gerek yoktur. Aynı şekilde, aydınlanmış bir Budist var olan her şeyde Buda’yı görebileceğinden, onun enerjisine ulaşmak ve bu enerjiyi deneyimlemek için herhangi bir tasvire ihtiyaç duymayacaktır. Bu nedenle Tang döneminde yaşamış Zen ustası Danxia’nin (738-824), soğuk bir günde ellerini ısıtmak için tahta bir Buda heykelini yakışı hakkında bir gong’an (Japonca koan, Chan/Zen geleneğine ait bir metot) vardır. Ancak aydınlanmaya ulaşmamış Budistlerin, Buda ve bodhisattvaların tasvirlerine saygı göstermemesi için ne sebepleri olabilir.

- Chan Master Sheng Yen, Orthodox Chinese Buddhism, translated by D. Gildow and Otto Chang Dharma Drum Publications, New York, 2007, sayfa 79-80

Buda Yaratıcı mıdır?

Hayır. Ortodoks Budizm’de bir “alemlerin yaratıcısı” düşüncesi bulunmaz. Buda insanların arasında aydınlanmış biridir, dünyanın tüm gerçeklerini bilme yeteneğine sahip olsa da, gerçekleşmiş olanı değiştiremez. Ayrıca, Buda tüm duyarlı canlıların aydınlanmaya ulaşmalarında yardımcı olabilirse de, yalnızca çaba gösterenler bunu başarabilir. O duyarlı varlıkların acılarını teşhis eden en iyi doktordur: onun reçetesini kullanan her kimse sıkıntılardan kurtulacaktır. Ancak ilacı kullanmak istemeyene yardım edemez. O en iyi rehberdir: onun kılavuzluğunu takip eden her kimse dünyanın acılar denizinden çıkış yolunu bulacaktır. Ancak tavsiyelerini dinlemeyenlere yardımcı olamaz. Buda hiç bir zaman kendisini yaradan olarak düşünmemiş, takipçilerinden törenlerle kendisine tapmalarını hiç bir zaman talep etmemiştir. Onun öğretilerini yaşayan her kimse onu gerçekten görür, ve ona en büyük saygıyı gösterir. Buna karşılık, antik Hindistan’da onunla kişisel olarak tanışmış olsa da, pek çok kimse onu gerçekten görmeyi başaramamıştır. Buradan, Buda’nın ne yaradan, ne de her şeye gücü yeten, hükümran bir tanrı olmadığını görüyoruz.

Buda, daha çok, insanlara kendi acılarını dindirmenin ve mutlu olmanın yöntemlerini öğreten bir eğitmendir. Buda bunu kendisi başarmıştır, ancak bizim yerimize yapamaz. Büyük bir eğitmen, tanrıların ve insanların öğretmenidir, bir büyücü ya da sihirbaz değil. Hiç bir zaman insanların günahlarını bağışlatabileceğini iddia etmemiş, aksine, kendi davranışlarımızdan ve onların yaratacağı sonuçlardan sorumlu olduğumuzu söylemiştir, eski bir Çin atasözünde olduğu gibi: “kabak ekersen kabak biçersin, fasulye ekersen fasulye”.

- Chan Master Sheng Yen, Orthodox Chinese Buddhism, translated by D. Gildow and Otto Chang Dharma Drum Publications, New York, 2007, sayfa 20

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder