21 Haziran 2020 Pazar

Farkındalıkla Yemek



Zen öğretmeni ve pediyatrist Jan Chozen Bays’ın “Mindful Eating” adlı makalesinden alıntılar
Farkındalıkla yemek bu konuda bir kitap okumak değildir. Yemek yerken kitap okumak da değildir. Farkındalıkla yemek uygulaması yapmaktır bizzat. Farkındalıkla yemek yerken veya içerken tüm dikkatinizi, herhangi bir eleştiri veya yargılama yapmaksızın, içsel ve dışsal çevrede meydana gelenlere vermektir. Çünkü yemek yerken başka şeylerle ilgilenmeye ve bilincimizi körleştirmeye öylesine alışkınız ki, ilk başlarda bütün dikkatimizi kesintisiz olarak ağzımızda olup bitenlere vermek epey zor.

Diğer tüm meditasyon çeşitlerinde olduğu gibi, farkındalıkla yemek zihnin dikkatini yeme hislerine getirmeyi ve zihnimizin nasıl farklı şeylere dalıp gittiğini keşfetmeye odaklanır. Yemek yerken emaillerimizi kontrol etmeye başladığımızı, veya hafta sonu yapacaklarımız üzerine fanteziler kurduğumuzu fark ederiz. Bunu not eder ve zihnimizi tekrar şimdiki ana, yemek yemenin getirdiği hislere getiririz. Bunu tekrar tekrar uygularız, ta ki sağlıklı bir alışkanlık haline gelene kadar. 

Belirli bir süre için farkındalıkla beslenmeye yoğunlaşmak faydalı olacaktır. Önemli bir hatırlatma: lütfen aşağıda anlatılan uygulamalara başlarken merak ve eğlenceli mizacınızı koruyun. Farkındalıkla yemek bir meditasyon ve bir maceradır, bir sınav değil. Size tam anlamıyla burnunuzun altında saklanan büyüleyici bir dünyanın kapılarını açabilir.

BİRİNCİ GÜN: YEDİ AÇILIĞI TESPİT ETMEYİ ÖĞRENMEK

Tespit yeteneği farkındalıkla yemenin temelidir, ve bu hafta boyunca çok işinize yarayacak. En azından birinci gün üç defa, yemeye başlarken yedi açlığın teşhisi uygulamasını yapın.
İlk olarak Mide Açlığı ile başlayın. Mide ne kadar aç? Tamamen boş mu, yoksa kısmen dolu mu? Mide ne kadar besini yemenizi istiyor? Şimdi Bedensel ya da Hücresel Açlığa gelin. Bu daha ince bir iştir. Eğer hücreleriniz konuşabilseydi, sizden ne yemenizi isterdi? Turunçgiller mi? Nişasta mı? Çorba? Protein? Beden sizden ne yemenizi istiyor, bir ipucu alabilecek misiniz, bir deneyin.
Sonra Göz Açlığına dönün. Yemeğinize bakın, gözlerinizle içinize alın. Renklere, şekillerle ve dokuya bakın, ışığın üzerinde oynamasını izleyin. Daha sonra Burun Açlığını tespit edin, yiyeceğin aromasını birkaç defa içinize çekin, sanki güzel bir şarabı tadıyormuş gibi. Ardından Ağız Açlığı gelir. Ağzınıza bir lokma alın ve gerçekten tadını çıkarın, değişen tadların ve dokuların tamamen ayırdında olarak. Ağır ağır çiğneyin, zihnin dikkatini tekrar tekrar ağza getirin.
Şimdi de geliyoruz Zihin Açlığına. Yemek konusunda zihniniz size ne söylüyor? Yemek üzerine düşüncelerinizin akışını yakalayabilecek misiniz bakın; beslenme üzerine son araştırmalar neyi yiyip neyi yemememiz gerektiğini bile öğrenebileceğimizi söylüyor. Son olarak Kalp Açlığına dönelim. Kalbiniz nasıl hissediyor? Bu öğünü yemekten duygusal bir tatmin elde ettik mi? Yemek yemek zorlu duygularımız yumuşattı mı? Ya da belki de zorlu duygular yemek tarafından yaratıldı.
Belli bir miktar yedikten sonra dikkatinizi tekrar Mide Açlığına getirin. Mide ne kadar dolu? Çeyreği, yarısı, ya da tamamen dolu?
Lütfen Göz, Burun, Ağız, Mide, Beden/Hücre, Zihin ve Kalp - Yedi Açlık tespiti uygulamasını bugün birkaç defa çalışın. Eğer bu hafta boyunca her öğüne başlarken bu uygulamayı yapmaya devam ederseniz, uygulamada ustalaşacak ve yalnızca bir kaç saniyelik duraklamalarla yetineceksiniz.

İKİNCİ GÜN: DURAKLAMA UYGULAMASI

Yemekten önce Yedi Açlık Saptaması yaparken duraklamayı öğreniyorsunuz. Şimdi yemek sırasında pek çok defa bilinç bir şekilde ara vermeyi deneyin. Öğle yemeğinin iki saat kadar uzayabildiği Fransa’da olduğu gibi, çok daha rahat, medeni bir yeme şeklini deneyimliyorsunuz. Yemeğin dörtte birini, yarısını, dörtte üçünü ve tamamını bitirdiğinizde duraklamayı deneyebilirsiniz. Durakladığınızda zihnin dikkatini midenize yöneltin. Ne kadar dolu? Durakladığınızda bedeni gevşetin. Yavaşça üç kez derin nefes alıp verin. Bunu yemeğin sonunda da tekrar edin.

ÜÇÜNCÜ GÜN: BEŞTE DÖRT DOYANA KADAR YİYİN

Yeme ve duraksama uygulaması yapıp ne kadar doymuş olduğunuzu saptarken, midenizin beşte dört dolduğunu fark ettiğinizde durun. Duraklayın ve bir miktar sıvı tüketin; su, meyve suyu ya da çay.
Kendinize (pek çok Asyalı’nın yaptığı gibi) şöyle diyebilirsiniz: “beşte dördü benim içindi, kalan beşte bir doktorun.” Yemekten arta kalanları paket yaptırabilir, ihtiyacı olan birine vermek veya ertesi gün yemek üzere yanınıza alabilirsiniz.
Doymuş olduğunuzun farkına varmış, ancak yine de daha fazla yemek niyetindeyseniz, yüksek sesle söyleyim, “tamamıyla doydum ama yine de bunu yiyeceğim.”

DÖRDÜNCÜ GÜN: BIRAK O ÇATALI!

Şimdi artık duraklama uygulamasının ileri seviyelerine geçiyoruz.
Yemeğinizden bir lokma ısırdığınızda çatalınızı (ya da kaşığınızı, yemek çubuklarınızı, sandviçinizi veya kurabiyenizi) elinizden bırakın, ve tüm dikkatinizi ağzınızda olan bitene yöneltin. Ağzınızın içinde değişen tadları, dokuları izlemek için yardımı dokunacaksa gözlerinizi kapatabilirsiniz. Ancak ağzınızdaki lokma bittikten sonra çatalınızı geri alın ve bir lokma daha ısırın.

BEŞİNCİ GÜN: YERKEN SADECE YİYİN

Japonya’da yürürken bir şey yemek veya içmek büyük bir kabalıktır. Bugün bunu biraz daha ileri götürecek, herhangi başka bir şey yaparken hiçbir şey yemeyecek ve içmeyeceksiniz. Bunun anlamı, masaya oturup hem almakta olduğunuz yiyeceğe ve içeceğe, hem de başka canlıların bedenlerini bedeninize kabul etmek gibi kutsal ve mahrem bir eyleme karşı saygılı olmaktır. Farkındalıkla yaptığımızda yemek yemek bir ayindir, tüm yaşamın bir birine bağımlılığını günde üç kere onurlandırmanın bir yoludur.
Pratikte bu, yürürken, araba kullanırken, otobüse binerken, okurken, bilgisayarda çalışırken, televizyon izlerken, müzik dinlerken, hatta konuşurken yememek veya içemek anlamına gelir. Yerken sadece yersiniz. “Ailemle nasıl sohbet edeceğim?” mi diyorsunuz? Öncelikle ailenize, arkadaşlarınıza farkındalıkla yemek yemeyi denediğinizi söyleyip destek olmalarını isteyebilirisiniz. Onlar da denemek isteyebilir. Sonra, sırayla yemeyi ve başka şeylerle meşgul olmayı deneyimleyebilirsiniz. Bir şey yemeden bir süre konuşur, ardından durup bir lokma alır ve tüm dikkatinizle tadını çıkarırsınız. Lokmanızı yuttuktan sonra tekrar konuşmaya devam edebilirsiniz. Kitabınızdan bir sayfa okur, veya bir e-posta cevaplarsınız, ardından durup dikkatinizi vererek bir iki lokma yiyebilirsiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder